Sosyal Güvenlik Kurumu (SKGK) 5. Olağan Genel Kurulu tüm paydaşların ve Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un katılımlarıyla yapıldı.
Genel Kurula, TÜRK-İŞ adına Genel Mali Sekreter Ramazan AĞAR katılarak bir konuşma gerçekleştirdi. AĞAR, konuşmasında şu konulara değindi.
“Sayın Bakanım, sayın Bakan Yardımcılarım, sayın SGK Başkanım, değerli SGK Yönetim Kurulu Üyeleri, Sendika Konfederasyonlarının, Meslek ve Sivil Toplum örgütlerinin değerli başkanları, çok değerli delegeler ve kurum çalışanları, değerli basın emekçileri, değerli katılımcılar,
Bilindiği gibi sosyal güvenlik, ekonomik ve sosyal risklere karşı, kamu önlemleri aracılığıyla toplumun kendi kendisini korumasıdır. Bugünkü anlamda sosyal güvenlik sistemleri özellikle Sanayi Devrimi’nden sonra, işçi sınıfının ortaya çıkmasıyla doğmuştur. Ancak günümüz modern dünyasında birçok niteliğiyle, çalışan ya da çalışmayan herkes için bir hayat garantisidir. Değişik ekonomik ve sosyal risklerin yol açtığı gelir kayıplarına karşı kaçınılmaz ve en önemlisi de vazgeçilmez bir haktır.
Anayasamıza göre “Sosyal hukuk devletinde kişinin korunması, sosyal güvenliğin ve sosyal adaletin sağlanmasıyla mümkündür.” Sosyal Güvenlik Kurumu, işte bütün bu işlevleri yerine getiren, ülkemizin en önemli kurumlarından biridir. Böylesi önemli bir kurumun genel kurulunda, ülkemizdeki 16 milyonu aşkın emekçi adına siz değerli katılımcılara hitap etmekten mutluluk duyuyor, sizleri şahsım ve konfederasyonum TÜRK-İŞ adına saygılarımla selamlıyor, Sosyal Güvenlik Kurumunun 5. Olağan Genel Kurulunun ülkemize, çalışanlara, emeklilere ve kuruma hayırlı olmasını diliyorum.
Sayın Bakanım,
Değerli katılımcılar,
Bu genel kurul bizim için önemli bir fırsattır. Çünkü biz sendikaların çeşitli itirazlarının olduğu, hatta zaman zaman eylemlerle protesto ettiğimiz sosyal güvenlik reformunun 10. Yılındayız. 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun üzerinden iyisiyle, kötüsüyle tam 10 yıl geçti. Bu 10 yıllık sürede neler oldu? Sistemde neler değişti? Bu değişiklikler sigortalılar ve hak sahipleri açısından nasıl sonuçlar doğurdu? Bütün bunları iyi irdelemeliyiz. İyi değerlendirmeliyiz. Bu genel kurul bu 10 yılın sonunda, bunları tartışmalı, mevcut sistemi İyice sorgulamalıdır.
Değerli katılımcılar,
Elimizdeki veriler gösteriyor ki, sosyal güvenlik sistemimizi yeniden yapılandıran ve reform adı verilen düzenlemeler, her yıl yeni yasal değişiklikler yapılarak değiştirilmiştir. Sistemin yarattığı sorunlar bu şekilde giderilmeye çalışılmıştır. Ancak bütün bu değişimlere rağmen, sorunlar bitmemiştir. Çalışanların bazı sosyal sigorta haklarının geriye götürülmesi bunlardan biridir. Yaşlılık, malullük aylığını hak etme koşullarının ağırlaştırılması, bir diğeridir. Gelir ve aylıkların daha düşük hesaplanmasına neden olan hesaplama yönteminin kabul edilmiş olması da Önemli sorunlarımızdandır.
Sayın Bakanım,
Değerli Katılımcılar,
Biz her fırsatta, emekli aylıklarını düşüren aylık bağlama oranının ve güncellenme katsayısının iyileştirilmesini talep ettik. Bizim ısrarlı taleplerimiz sonucunda hükümetimiz, bin liranın altında kalan emekli aylıklarının bin liraya yükseltmesi kararını almıştır. Bunu çok olumlu bir adım olarak görüyoruz. Ancak bizce asıl çözüm, emekli olunan tarihlere bakılmaksızın, intibak yapılması prim kazançları ve gün sayıları eşit olanlara, eşit aylık bağlanmasıdır. Bunu hükümetimizden bekliyoruz. Emekli, dul ve yetim aylıklarının hesaplanmasındaki kriterler değiştirilmeli, Alt sınır emekli aylığı günümüz koşullarına göre yeniden tespit edilmelidir.
Sayın Bakanım,
Değerli Katılımcılar,
Sigortalılık süresini ve prim gün sayısını tamamlayan ancak yaşlarını doldurmadıkları için emekli olamayan, çok sayıda vatandaşımız bulunuyor. Bu kişilerin, ilerlemiş yaşları nedeniyle İş bulma şansları yok denecek kadar azdır. Bu durum ülkemizde “Emeklilikte Yaşa Takılanlar” sorununu gündeme getirmiştir. Bizim bu konudaki tavrımız bellidir. Evet, biz de erken yaşta emekliliğe karşıyız. Ancak unutmamamız gereken bazı gerçekleri de görmezden gelemeyiz. İşsizliğin bu kadar yüksek olduğu ülkede, Yılını tamamlamış prim gün sayısını çoktan aşmış. Önemli bir kısmı da işsiz. Bu kişiler bir kereye mahsus olarak emekli edilmelidir. Bu insanlar günümüz ekonomik koşullarında Bir gelir güvencesine kavuşmalıdır. Onların yerine de yeni insanlar işe alınmalı, Böylece işsizlik de bir ölçüde azalmalıdır. Kurumun finansman yapısını olumsuz etkileyen diğer önemli bir sorunda kayıt dışı istihdam ve Kuruma eksik bildirilen kazançlardır. Kayıt dışı istihdamın önlenmesi hiç kuşkusuz kurumun finansmanına olumlu katkı sağlayacaktır. Kayıt dışı istihdamın önlenmesi için yapılmakta olan mücadelelerle birlikte en etkili yolun sendikal örgütlenme olduğu unutulmamalıdır.
Değerli katılımcılar,
Yalnızca sorunları dile getirmek elbette haksızlık olur. Sistemde yapılan düzenlemelerin olumlu yönleri de var. Düzenlemenin en olumlu yanı ülkemizde yaşayan herkesin genel sağlık sigortası kapsamına alınmış olması. Böylece hastaların kısa sürede sağlık hizmetine ulaşmalarıdır. Sistemin bir diğer olumlu yanı ise İşverenlere, sigortalılara, emeklilere bunların aile bireyleri ile dul ve yetimlere sunulan hizmetlerin, elektronik ortamda ve mobil sistemde verilmesidir. Böylece hizmetlere en kısa sürede ulaşma olanağı sağlanmış, gecikmeden kaynaklanan mağduriyetler ortadan kaldırılmıştır. Ancak, sağlıkta uygulanan katılım payı ve ilave ücretlerin de önemli bir sorun teşkil ettiğini belirtmek gerekmektedir. Bu oranlar, çalışanların ortalama ücret düzeyine göre oldukça yüksektir. Bu konuda sendikalarımıza gelen şikâyetler Her geçen gün artmaktadır.
Değerli katılımcılar,
Başlıklar halinde belirtmeye çalıştığım bu sorunların olabildiğince en kısa sürede, tüm sosyal taraflarla ortaklaşa çalışarak ve asgari müştereklerde uzlaşarak, çözüme kavuşturulmasının gerekli olduğunu düşünüyorum. Bu duygu ve düşüncelerle, Sosyal Güvenlik Kurumunun 5. Olağan Genel Kurulunun ülkemize, kurumumuza tüm çalışanlara, emeklilerimize, dul ve yetimlere hayırlı olmasını diliyor, saygılarımı sunuyorum.” dedi.