Türkiye’de çalışma hayatının ve sendikal gündemin öncelikli konuları arasında yer alan asgari ücret ve vergi adaleti konularının da ele alındığı Avrupa İşçi Sendikaları Konfederasyonu (ETUC) İcra Kurulu toplantısı, 19–20 Kasım 2025 tarihlerinde gerçekleştirildi. Toplantıya TÜRK-İŞ’i temsilen Genel Başkan Yardımcısı Ramazan AĞAR katıldı.
TÜRK-İŞ’in İcra Kurulu’nda yaptığı değerlendirmede, Türkiye’de 2026 yılı asgari ücretinin yıl sonunda belirlenmesi gerektiğini ve bunun en acil konulardan biri olduğunu vurguladı. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun işçi–işveren–hükümet kanadından eşit temsilcilerle oluştuğunu ancak kararların çoğunluk oyu ile alınması nedeniyle işçilerin süreci etkili şekilde yönlendirmekte zorlandığını dile getirdi.
Toplantıda son 21 yılda asgari ücretin 29 kez belirlendiğini, TÜRK-İŞ’in bunların yalnızca 6’sının oybirliğiyle alındığı anlatıldı. Toplu iş sözleşmelerinden çok farklı alanlara kadar birçok rakamı etkileyen asgari ücretin Türkiye’de artık sadece en düşük ücret değil, geniş kesimler için genel ücret seviyesine dönüştüğü, 2025 yılı asgari ücretinin ise enflasyonun altında bir oranla, işveren ve hükümet tarafından TÜRK-İŞ’in itirazına rağmen belirlendiği dile getirildi.
TÜRK-İŞ’in Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun işçi temsilini güçlendirecek şekilde yeniden yapılandırılması gerektiğini açıkladığı ve adil bir komisyon yapısı oluşmadığı sürece asgari ücret tespit sürecine katılmayacağını kamuoyu ile paylaşıldığı ifade edildi. Hükümetten adil bir yapı için adım atmasının beklendiği ve sürecin işçiler ve tüm vatandaşlar tarafından yakından takip edildiği aktarıldı.
Toplantıda vergi adaleti konusuna da işçilerden kesilen gelir vergisinin artık dayanılmaz bir yük haline geldiğini ve bunun gelir dağılımındaki adaletsizliğin temel nedenlerinden biri olduğu vurgulandı. Toplu sözleşme ile elde edilen ücret artışlarının yılın başlarında işçileri yüksek vergi dilimlerine taşıdığını, işçilerin zamları daha ellerine geçmeden önemli bir kısmını vergi olarak kaybettiğini belirtti.
Tüm dünyada da ücretlerin baskılandığı, alım gücünün düştüğü ve vergi yükünün çalışanların üzerinde ağırlaştığı bir dönemde uluslararası sendikal dayanışmanın her zamankinden daha önemli olduğu belirtildi.
TÜRK-İŞ’in deneyim paylaşımına ve ETUC bünyesinde sendikal dayanışmayı güçlendirmeye her zaman hazır olduğu söylendi.











